SUALTI DÜNYASI – Dalgıç Nasıl Olunur? “Skylife’da yayınlanan yazı ve fotoğraflarım”
Günümüzdeki TV kanalı boluğunda yayınlandıgı süre içerisinde hiç karşılaşmadığımız programlardan farklı olarak, tek kanallı televizyon dönemindeki programlar hala hatırlanır. Malumunuz o zamanlarda seyredilen bazı programlar gercekten toplumları yonlendirdi ve derinden etkiledi. Kaptan Cousteau’nun sualtı maceraları da bunlardan biriydi. Calypso adlı araştırma gemisi ve ekibi ile birlikte yıllar boyunca Alaska’dan Afrika’ya, Güney Amerika’dan Uzak Doğu sahillerine yaptığı gezilerle, milyonlarca TV izleyicisi köpekbalıklarının, balinaların, penguenlerin, dev ahtapotların, katil balinaların, deniz kaplumbağalarının ve yunusların yaşantılarını öğrendi. Karadan kilometrelerce uzakta insanların, okyanusları nasıl kirlettiğini gördü. Cousteau bizlere sualtı dünyasının kapılarını açmakla kalmadı, onun içinde yer almamız için gerekli malzemeleri geliştirdi ve çağdaş dalışın kurallarını da oluşturdu. Belki de onun günümüzdeki dalış imkanlarının önünü açan ilk başarısı Paris’li mühendis Emile Ganan ile birlikte deniz altının basınçlı ortamında, dalgıçtan gelen talep üzerine tüpteki sıkıştırılmış havayı otomatik olarak ayarlayan regülatörü keşfmesidir. Bu aygıt ileride Scuba olarak tanınacaktır (self-contained underwater breathing apparatus- sualtında kendi kendine soluma aygıtı). 1943 yılınn haziran ayında Cousteau 23 kg ağırlığındaki ekipmanlarını denemek için için Fransız Rivvyerası açıklarındadır. İki hava tankı, hortum, regülatör, ağızlık ve gözlükten oluşan ilk scuba ile 18 m derinliğe dalar. Her türlü manevrayı dener, hareketlerini rahatlıkla yapar. Tüpteki havanın gelişi de hiçbir şekilde engellenmemektedir. Yeni dünya artık keşfedilmeyi beklemektedir. İnsan balık gibi yüzebilecektir artık.
Balık adamlık başlangıçta dünyanın en zevkli aktivitelerinden biri gibi gözükmez. Dalış noktasına eğer birkaç gün sonra dalmayacaksanız uçakla gidemezseniz, aksi takdirde basınç farkından dolayı sağlık tehlikleri oluşabilir. Saatlerce süren otobüs yolculukları sonrası tüpleri ve malzemeleri tekneye taşırsınız. Sıcağın altında o daracık kıyafeteri giymek, ağırlıkları takmak ve dalışı beklemek ilk dalışınızda biraz kafanızı kurcalayabilir, “ne gerek var bunca zahmete?” sorusu aklınıza gelebilir ta ki suya kendinizi bırakıp içi hava dolu yeleğinizi (BC) söndürmeye başlayıp dibe doğru inenen kadar. Aşağılara, derin maviliklere daldığınızda, suyun ustundeki herseyi geride bırakırsınız, bütün sıkıntı ve yorgunluklarınız balıklara yem olmuştur çoktan, sadece siz ve sualtı dunyasının sakinleriyle başbasa bir terapi başlamıştır.
Buddy ismi verilen dalış arkadaşı zorunluluğu ve uyulan kurallar ve edinilen tecrübe sonrası yolda yürümek kadar emniyetli bir spor dalıdır dalgıçlık. Ancak dalış yapabilmek için aynı araç sürüş ehliyeti gibi uluslararası geçerliliği olan bir dalış ehliyetiniz olması gerekiyor. Bu belgeyi Türkiye’nin bir çok yerindeki dalış okullarından alacağınız eğitim sonrası edinebiliyorsunuz. Önce teorik dersler alınıyor. Bu derslerde dalışın temel kuralları, ekipmanlar, sualtında karşılaşabileceginiz fiziksel rahatsızlıklar, derinlik ve zaman hesaplamaları, ilk yardım uygulamaları ögretiliyor. Sonrasında, sığ denizde veya havuzda pratik dersler başlıyor. Tüm bu derslerin ardından da önemli ve zorlu bir sınava giriliyor. En son olarak da açık denizde eğitim dalışı yapılıyor. Dalışta pratik arttıkca, alınan keyifte artıyor. Eğer işi daha da ilerletmek isteyenler olursa temel eğitim sonrası ileri dalış, dalış eğitmenliği, ilk yardım, sualtı fotoğrafcılığı gibi branşlarda uzmanlaşabileceğiniz programlara da katılabilirsiniz.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye çok çeşitli dalış alternatifleri ile scubacılara geniş imkanlar sunuyor. En iyi dalışlar, az dalınan, kirliliğin olmadığı ve akıntılı sularda görülmekte Türkiye’nin başlıca dalış noktaları Ayvalık , Saros, Çanakkale, Bodrum, Çeşme, Datça, Kuşadası, Marmaris, Antalya, Alanya, Dalyan, Kalkan, Kaş, Kemer, Fethiye, Mersin civarlarında. Bu noktalara İstanbul’dan dalış organizasyon firmaları rehber hocalar eşliğinde haftasonları ve resmi tatillerde dalış turları düzenliyorlar. Yurt dışı dalış turlarında ise Kızıldeniz-Mısır ve Malezya en popüler noktalardan. Dalışın heyecanı ve büyüsü bir kenara, teknede gecirilen dalış dışı zamanlar ve düzeyli sosyal ortam gecirilen tüm zamandan keyif almanızı sağlıyor. Aktivite boyunca kullanılan dalış tekneleri de bu iş için özel üretilmiş, kıyafetlerin ve ekipmaların koyulması için özel bölümler var. Ayrıca bu etkinlik için illa da dalış kıyafet ve ekipmanına sahip olmak gerekmiyor. Organizasyon firmaları ya da dalış teknelerinden elbiseden dalış maskesine kadar tüm ihtiyaçlar dalış süresince temin edilebiliyor.
Dalış açısından çok zengin imkanlar sunan ülkemizde, atmosferin dışına çıkıp başka bir dünyayı keşfetme şansı aslında yanıbaşımızda. Tarih boyunca bir çok uygarlığa tanıklık etmiş denizlerimizde görülmesi gereken bir çok batık ve yüzlerce türde canlı çeşidi ile heyecan verici bir mavilik bizleri bekliyor.
INFO: Dalgıçlarda “dalış defteri” bulunur. Her dalış sonrası nerde dalındığı, kaç metreye inildiği, neler ile karşılaşıldığı bu deftere yazılır. Bu şekilde dalışlar ölümsüzleştirilir. Dalgıcın defterinin kabarıklığı tecrübesinin göstergesidir.
OPEN WATER BAŞLANGIÇ KURSU:
Bu kurs, güvenli dalış için gerekli temel bilgi ve becerileri kazandırmayı hedeflemektedir. Dalışa yeni başlayanların sualtında gereksinim duyulan teorik bilgi ve becerileri edinmelerini sağlar. Bu kursu tamamladıktan sonra dünyanın herhangi bir yerinde dalış yapabilirsiniz. Dalışa başlamak için dünyanın en çok tercih edilen kursudur.
Kurs içeriği:
5 teorik ders, 5 havuz çalışması, 4 açık deniz dalışı
Katılma Koşulları:
En az 14 yaşında olmak, yüzme bilmek, dalışa engel sağlık problemi olmamak
Bu kursu tamamladıktan sonra neler yapabilirim?
Bütün dünyada geçerli bir dalış sertifikası sahibi olursunuz. Yurt içi ve yurt dışı dalış gezilerinee katılabilir, dilerseniz ileri kurslarla sualtı bilgi ve becerilerinizi geliştirebilirsiniz.
DALIŞ EKİPMANLARI:
Ekipmanlar dalışın en önemli unsurlarından biridir. Dalış öncesi ekipmanlar kullanıcı tarafından hazırlanır. Emin olmadığınız bir ekipman veya bağlantılarda rehber eğitmenlere danışılmak ve yardım almak çok önemlidir. Dalışta olmazsa olmaz ekipmanlar: dalış giysisi, regülatöre, hava tüpü, denge yeleği (BC), maske, palet, ağırlıklardır. Bunlara ilave olarak şnorkel, dalış eldiveni, pusula, kol bilgisayarı, el feneri, bıçak, sualtı fotoğraf makinesi, kamerası gibi aksesuarlar ihtiyaca göre kullanılmaktadır.
DALGIÇ İŞARET DİLİ:
Dalışta uluslararası bir işaret dili kullanılır. Bu dil sayesinde dalgıçlar sualtında birbiri ile hayati konularda iletişim kurabilmektedir. En çok kullanılan işaretler ile , he şeyin yolunda olup olmadığı, tüpte kalan hava miktarı, gidilecek yön, sualtında önemli bir şeyi göstermek gibi ihtiyaçlar rahatlıkla ifade edilebilir.
VURGUN:
Fizik kurallarına göre tüm gazlar belli basınçlar altında sıvılaşmaktadır. Aldığımız nefes içerisinde en çok alınan gaz azottur. Azot derinlere inildikçe basınç artışı sebebi ile sıvı hale gelir. Bu gaz yukarı ani çıkış yapıldığında ciğerlerde gaz haline dönemeyeceğinden damarlarda kabarcık haline geçer ve iğne ucu kadar olabilen kabarcıklar damarları zedeler. Ancak kurallara uyulduğu taktirde sportif dalışlarda böyle bir risk yoktur. Söz konusu risk daha çok 18 metreden sonraki dalışlarda oluşmaya başlar ancak kurallara uyulduğu takdirde vurgun eski sünger avcılığı filmlerindeki bir nostalji olarak kalacaktır.
DALIŞ TARİHİ
“Suyun altında uzun süre kalabilmek için ne yapılmalıdır” sorusu yıllarca insanların kafasını kurcalamıştı. Uzun bir boru ile nefes alıp suyun aşağılarına inmek mümkündü fakat suyun basıncı ve borunun uzunluğu bu dalmayı çok kısa yapıyordu. Hava dolu bir keseden nefes alma denendi fakat karbon dioksit problemi nedeni ile buda başarılı olamadı.
16. yüzyılda yüzeyde hava ile doldurulan dalış çanları keşfedilince belkide ilk defa suyun altında uzunca bir süre kalabilme imkânı doğmuş oldu. Bu çan satıhtan biraz aşağıda durmakta idi. Taban kısmı açılabilirdi ve suyun sıkıştarması ile dengeli hale gelen hava çanın içine hapsolmuş vaziyette saklanabilmekte idi. Dalıcı aşağıya inenne kadar kafasını hava alacak şekilde çanın içinde tutmakta ve dibe gelince derin bir nefes alıp havası bitene kadar sünger toplamakta ve dibi keşfetmekte idi. Havası bitince tekrar çana dönüp nefes alma ve elindekileri bırakma imkânı bulmakta idi.
16. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da deriden yapılmış bütün dalış elbiseleri 20 metre derinlikte denemeye başladı. Satıhtan elle kürükler vasıtası ile pompalanan hava metalden yapılmış tamamen kapalı kaskların içine verilmekte ve dalıcının hem basıncını ayarlamakta hemde hava vererek suyun daha derinlerine inmesini sağlamakta idi. 1830 yıllarına kadar bu sistem özellikle gemi enkazlarındaki çalışmalarda kullanılmıştır.
19. yy başlarken teknolojik ve bilimsel gelişmeler su altını keşfine büyük bir ivme kazandırdı. Paul Bert ve John Scott Haldane tarafından Fransa ve İskoçya’da yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde suyun basıncını vücut üzerinde yaptığı etkileri ve emniyetli dekomprasyon limitlerini tanımlamak mümkün oldu. Aynı zamanda kompresörlü hava pompaları, regülatörler, vs suyun altında uzun bir süre kalabilmeye imkan verdi.
20 yy’a gelene kadar gaz karışımları geliştirilene kadar sert kasklı tiplerde herhangi önemli bir gelişme olmamıştır. Helium-oksijen karışımının ilk büyük kullanımı USS Squalus denizaltısının 1939 da çıkartılmasıdır. Sert kasklı sistem bugün ticari olarak kullanılan en popüler sistemdir. Geliştirilen gaz karışımları ve dekomprasyon tabloları dalıcıların suyun altında daha uzun süre kalmasına olanak vermiştir. Bütün avantajlarına rağmen bu sistemin en büyük dezavantajı dalıcının hareketlerini sınırlamasıdır. Bu sınırlama scuba ekipmanlarının geliştirilmesi ile kısmen aşılmıştır.
DALIŞ EĞİTİM MERKEZLERİ:
DEEPİST Dalış Merkezi:
Nispetiye Mahallesi, Yücel Sokak
Arıcan Apartmanı B Blok No:3 Daire: 2
1. Levent – İstanbul
Tel: (0212) 269 21 22, 269 21 23
Gsm: (0532) 767 42 62
AYIŞIĞI Dalış Merkezi:
Biber Turizm No 3202
Bağdat Caddesi İclaliye Ap. 24/4
Kızıltoprak / İstanbul
0 (216) 349 56 89
TURKUAZ Balıkadam Eğitim Merkezi:
Tevfik Erdönmez sok. No:22/2 80280 Esentepe -İSTANBUL
Tel: (0212) 213 08 57
GSM: (0533) 760 00 00
e-mail: [email protected]
Harika bir makale okudum kisa oz ve anlasilir tebrik ediyorum
Padi Divemaster Ekonomist
Selim Senbakar
Makedonya